“Nüfus artışı ve küreselleşme yeni salgınları ortaya çıkarabilir”

Acil Servis Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gültekin Akyol, süratle artan nüfus, kentleşme, çevresel tahribat ve globalleşmenin yeni salgınların ortaya çıkma mümkünlüğünü her geçen gün artırdığını söyledi. Gelecekte büyük kayıpların yaşanmaması için salgın aksiyon planları yapılması gerektiğini de aktaran Akyol, “Nüfus artışı ve globalleşme yeni salgınları ortaya çıkarabilir. Emsal krizlerle daha tesirli bir halde çaba etmek için toplumları bilinçlendirmek ve global iş birliklerini teşvik etmeliyiz” dedi.

Küresel salgın Covid-19 pandemisinin üzerinden 4 yıl geçti. Türkiye’de birinci olay 11 Mart 2020’de görüldü. Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) Covid-19 nedeniyle yaklaşık 15 milyon kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Salgın, BM Genel Kurulu tarafından, ders çıkarmak, gelecekte oluşabilecek sıhhat krizlerine tedbir almak ve farkındalık oluşturmak için “27 Aralık Milletlerarası Salgına Hazırlık Günü” ilan edildi. Covid-19 pandemisinin dünyanın sıhhat krizlerine karşı ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdiğini aktaran Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servis uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gültekin Akyol, “Salgınları önlemenin ve tesirlerini azaltmanın en tesirli yolu, güçlü sıhhat sistemleri inşa etmek ve toplumda bu mevzuda farkındalık yaratmaktır” tabirlerini kullandı.

Akyol: Günümüzde süratle artan nüfus, yeni salgınların ortaya çıkma mümkünlüğünü artırıyor

Salgınların sırf insan sıhhatini değil ülkelerin ekonomik ve toplumsal yapısını da derinden etkilediğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Akyol, kelamlarına şöyle devam etti:

“Salgınlar, tarih boyunca insanlığı derinden etkiledi. İspanyol Gribi, Ebola, COVID-19 ve kuş gribi üzere global salgınlar sadece sıhhat sistemlerini değil, ekonomileri, toplumsal yapılarını ve bireylerin hayatlarını alt üst etti. Bu nedenlerde ötürü her yıl 27 Aralık günü ‘Uluslararası Salgına Hazırlık Günü’ olarak kutlanıyor. Bu özel gün, salgınların yıkıcı tesirlerini azaltmak, toplumları bilinçlendirmek ve gelecekte emsal krizlerle daha tesirli bir biçimde gayret etmek için global iş birliğini teşvik etmeyi amaçlıyor. Covid-19 pandemisi, dünyanın sıhhat krizlerine karşı ne kadar kırılgan olduğunu bir sefer daha gözler önüne serdi. Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler fark etmeksizin, global toplumun salgınlara karşı hazırlıklı olmaması nedeniyle sıhhat sistemleri çöktü, ekonomik kayıplar arttı ve milyonlarca insan hayatını kaybetti. Fakat bu cins krizler sırf geçmişte yaşanan olaylar değil; günümüzde süratle artan nüfus, kentleşme, çevresel tahribat ve globalleşme, yeni salgınların ortaya çıkma mümkünlüğünü her geçen gün artırıyor.”

Geleceği garanti altına almanın tek yolun bir sonraki salgın kapıyı çalmadan evvel harekete geçmek olduğunu da aktaran Dr. Öğr. Üyesi Akyol, “Salgınları önlemenin ve tesirlerini azaltmanın en tesirli yolu, güçlü sıhhat sistemleri inşa etmek ve toplumda bu mevzuda farkındalık yaratmak. Salgınlar sadece insan sıhhatini değil, ülkelerin ekonomik ve toplumsal yapısını da derinden etkiliyor. Bu nedenle salgına hazırlık, bir maliyet kalemi olarak değil, gelecekteki büyük kayıpları önlemek için yapılan bir yatırım olarak görülmelidir. Ekonomik datalar, salgınlara hazırlıklı olmanın uzun vadede sıhhat ve ekonomik krizlere harcanacak kaynakları kıymetli ölçüde azalttığını gösteriyor” diye belirtti.

Gürtekin: Hemşireler, sıhhat hizmetlerinin temel taşlarından biri ve salgınlar sırasında ön saflarda yer aldı

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sıhhat Bakım Hizmetleri Müdürü Kadriye Gürtekin ise 27 Aralık Milletlerarası Salgına Hazırlık Günü’nün “İlerde ortaya çıkabilecek rastgele bir salgına en erken ve en kâfi karşılığı verebilmek için hazırlık seviyesini yükseltme” maksadıyla kutlandığını söyledi. Toplumların bilinçlendirilmesi, korunması ve sıhhatin devamlılığının sürdürülmesi için hemşirelerin değerli rol düştüğünü söyleyen Kadriye Gürtekin, salgında yaşanan zorlukları da anlattı. Gürtekin kelamlarına şöyle devam etti:

“Hemşireler, sıhhat hizmetlerinin temel taşlarından biri ve salgınlar sırasında ön saflarda yer aldı. Salgın başladığında hastalara bakım sağlama, enfeksiyon denetim tedbirlerini uygulama, temas takibi yapma ve salgının yayılmasını tedbire üzere kıymetli vazifeleri üstlendik. Toplumda endişe, tasa ve belirsizliğin oluştuğu müddette hastalara ve bakım hizmetlerinin yanı sıra ruhsal takviye de sağladık. Hemşirelik mesleği, salgınlar sırasında en ön cephede hastalıkla savaşan mesleklerden birini oluşturur. İlan edilen bu özel günde sağlıklı bir gelecek ismine hayatını kaybetmiş tüm sıhhat çalışanlarını sevgiyle anıyoruz.” (DHA)